EMPERYALİZM İÇİN DEĞİL HALK İÇİN ÜRETELİM…

4 Eylül 2014 Perşembe

EDA YÜKSEL 2. HALK İÇİN BİLİM, HALK İÇİN MÜHENDİSLİK MİMARLIK ULUSLARARASI SEMPOZYUMU’NA ÇAĞRIMIZDIR!

EMPERYALİZM İÇİN DEĞİL HALK İÇİN ÜRETELİM…


Halkın Mühendis Mimarları olarak geçen yıl ilkini düzenlediğimiz Eda Yüksel Halk için Bilim, Halk için Mühendislik Mimarlık Sempozyumu’nu bu yıl yurtdışından gelecek konuklarımızla uluslararası düzeye taşıyoruz. Geçtiğimiz yılki sempozyumumuzda, kentsel dönüşümden suyun ticaretleştirilmesine,  enerjiden tarıma, ulaşımdan eğitime kadar, emperyalizmin ve yerli işbirlikçilerinin ülkemizde uygulamaya çalıştığı mühendislik mimarlık politikalarını tartıştık. Ülkemizin emperyalizme olan bağımlılığının, yönetenlerin mühendislik mimarlık alanındaki politikalarına nasıl yansıdığını konuştuk. Mühendis mimarlar olarak, halkın aydınları olarak nasıl mücadele etmemiz gerektiğini tartıştık. Bu yılki sempozyumumuzda ise, ülkemizdeki ve dünyadaki halk için mühendislik mimarlık örneklerini ve pratiklerini buluşturmayı, “halk için mühendislik mimarlık nasıl yapılır” sorusunu dünya halkları ile birlikte cevaplamayı amaçlıyoruz.

Emperyalizm; mühendislik-mimarlığın temas ettiği her alana saldırıyor. Kimyasal silahlarla halklar katlediliyor. Sömürgeleştirdiği ülkelerin tarım ve gıda politikaları, emperyalist tekellerin tahakkümü altına alınıyor; halklara GDO’lu besinler, kısır tohumlar dayatılıyor. Yoksul halkın barınma hakkı elinden alınıyor, halk şehir dışına sürülüp kentsel dönüşüm adı altında şehirler talan ediliyor. Emperyalist bilişim şirketleri aracılığıyla insanların internet trafiği gözetleniyor, kişisel veriler elde ediliyor, insanlar elektronik olarak fişleniyor. İnsanların en temel ihtiyacı olan su, ticarileştiriliyor. Enerji ve ulaşım alanındaki politikalar, halkın ihtiyaçlarını değil, rantı baz alıyor; emperyalistler bir yandan doğayı katlederken diğer yandan karına kar katıyor. Uluslararası sözleşmeler ve yetkin mühendislik uygulamalarıyla eğitim emperyalizmin çıkarları için piyasalaştırılıyor.

Emperyalizmin vahşi saldırılarına karşılık bizler, bu politikalara karşı emperyalizme akıl vermek, sömürüyü “ehlileştirmeye” çalışmak yerine bu saldırılara karşı mücadele etmeli, örgütlenmeli ve direnişimizi dünya halkları ile birlikte büyütmeliyiz. Emperyalizmin ve işbirlikçilerinin saldırılarını basın açıklamalarıyla, yazılarla, sokak eylemleriyle teşhir etmek, mücadelenin bir boyutudur. Bunlar elbette gereklidir. Ancak asıl olan saldırıların olduğu her alanda halk için alternatifler üretebilmektir.

Emperyalizme karşı direnişin olduğu her yerde, halk mühendislik mimarlık alanında da kendi mücadele yöntemlerini ve çözümlerini üretmiştir. Vietnam’dan Filistin’e, Küba’dan Çin’e, Sovyetler Birliği’ne kadar dünya halklarının mücadele pratikleri ve sosyalist ülkelerin deneyimleri, bugüne kadar taşınmıştır. Bu sempozyumda da bir yandan bu deneyimleri bir araya getirecek, diğer yandan da kendi yapmış olduğumuz halk için mühendislik mimarlık projelerimizi paylaşacağız. Düzenin mühendis mimarlık anlayışına karşı, halkın mühendis mimarlığını güçlü bir alternatif olarak sunacağız.

Halkın Mühendis Mimarları Olan Bizler…

1987 yılından bu yana rant için değil halk için mühendislik mimarlığı savunan, mesleki mücadelemizin yanında Türkiye’de bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesi veren devrimci mühendis, mimar ve şehir plancılarıyız. Bizler; mücadelemizi hiçbir zaman kendi mesleki sorunlarımızla sınırlamıyoruz. Emekçilerin sorunlarını kendi sorunumuz bilip halkın mühendisi, mimarı ve halkın aydını olarak mücadelemizi onlarla birlikte omuz omuza yürütüyoruz. Kendimizi işçi sınıfının bir parçası olarak görüyor, mücadele biçimimizi ve üreteceklerimizi ülkemizdeki bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinden ayrı düşünmüyoruz.

Ülkemizdeki işbirlikçi iktidarın, sömürü düzeninin ayakta kalması için emekçilere yönelttiği baskılara hiçbir zaman sessiz kalmadık. Emeğimizi sömürenlerin, doğal kaynaklarımızı gasp edenlerin, yaşam alanlarımızı sermayeye peşkeş çekenlerin , çevreyi – doğayı –ekolojik sistemi rant uğruna kirletenlerin, çetelerin ve onları halkın üstüne salanların, kısacası her türlü zulmün sorumlusu olan emperyalistlerin ve yerli işbirlikçilerinin karşısında olduk. Bu sömürüden nasibini alan emekçilerin bir parçası olarak örgütlü gücümüzle her fırsatta zulmün karşısında durduk, durmaya da devam edeceğiz. Meslektaşlarımızın ekonomik, demokratik haklarının kazanılması ve ülkemizin emperyalizmin sömürüsünden kurtarılması için bu güne kadar mücadele ettik ve etmeye de devam edeceğiz.

Diğer yandan da halk için, halkın içinde üreteceğimiz, düzene kendi alternatiflerimizle direneceğimiz, ürettiklerimizi pratik içerisinde daha da geliştireceğimiz yeni bir mühendislik anlayışını yaratıyoruz.  Halkı tanıyarak, sorunlarını ve ihtiyaçlarını kavrayarak, halkla beraber “halk için mühendislik, mimarlık” pratiğimizi büyütüyoruz. Yaşamımızı anlamlı kılmak için, “yaşadık” diyebilmek için “halkın mühendis-mimarlığı” geleneğini sürdürüyoruz.

Gücümüzü geçmişimizden ve inancımızdan; bağımsızlık, demokrasi ve sosyalizm mücadelesinde ölümsüzleşen devrimci mühendis şehitlerimiz Eda Yüksel’den, Yücel Şimşek’den, Ömer Coşkunırmak’dan, İsmet Erdoğan’dan, Tülin Aydın Bakır’dan, Hasan Balıkçı’dan alıyoruz. Gücümüzü halkımızdan ve haklılığımızdan alıyoruz. Emperyalizme ve yerli işbirlikçilerine karşı verdiğimiz mücadelemizde  sizleri de yanımızda görmek istiyoruz.

31 Ekim, 1-2 Kasım tarihlerinde Küçük Armutlu’da düzenleyeceğimiz Eda Yüksel 2. Halk için Bilim, Halk İçin Mühendislik Mimarlık Uluslararası Sempozyumumuza başta meslektaşlarımız olmak üzere halkımızı ve tüm dostlarımızı davet ediyoruz.

Güçleri Örgütsüzlüğümüz, Korkuları Örgütlülüğümüzdür!

Rant İçin Değil, Halk İçin Mühendislik!

Mühendisiz Mimarız Haklıyız Kazanacağız!

HALKIN MÜHENDİS MİMARLARI

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder